Gençlerle El Ele projesinin ilk deneme testi gerçekleşti.İşte sonuçlar! İstanbul Rumeli Üniversitesi olarak Balcı Vakfı ve Sürekli Eğitim Merkezinin ortaklığınd...           • Rektör, Gençlik ve Spor İl Müdürü ile Kız Öğrenci Yurdu’nu İnceledi Rektör Alma, Gençlik ve Spor İl Müdürü Recai Şahin ile Birlikte Şehit &...           • DSİ Toprak Kanalları Temizlemeye Başladı 2024 Yılı sulama sezonunun başlamasıyla birlikte Yeşil Iğdır Sulama Birliği sorumluluk sahasında y...           • Iğdır Üniversitesinin Kalite Yönetim Sistemi Bir Kez Daha Tescillendi Kurulduğu günden bu yana kendisini sürekli yenileyerek içinde bulunduğu ça...           • 3 Ağustos 'Ezidi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü' ilan edildi Ermenistan 3 Ağustos'un Ezidi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan etti. Ezidi m...           • BKİ Proje Başvuruları ELİS Üzerinden Online Yapılacak DAP Bölge Kalkınma İdaresi hinterlandında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının resmi yazı ile...           • Rektör Alma, Üniversite Personeli İle Bayramlaştı Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Spor Bilimleri Fakülte...           • YSK Tuzluca Belediye Başkanlığını Ahmet Sait Türkan'a Verdi 31 Mart yerel seçimlerin ardından itiraz konusu belediyelerden biri olan Tuzluca ilç...           • Medet Serhat'ın mezarına saldırıya ilişkin suç duyurusu yapıldı Katledilen avukat Medet Serhat’ın mezarına yönelik saldırıyı protesto eden hukuk ö...           • Rektör Alma, Kız Öğrenci Yurdu’nda Kalan Öğrencilerle Bayramlaştı Rektör Alma, Şehit Öğretmen Aybüke Yalçın Kız Öğrenci Yurdu’nda K...           
Site İçi Arama
Haber Arşiv
     
Reklam Alanı

Facebook

Son Videolar

Mezarlıklar ağaçlandırılıyor
21 İzlenme, 0 Yorum

Şeker pancarı ekimi başladı
43 İzlenme, 0 Yorum

Belediye personeline seslendi
121 İzlenme, 1 Yorum

Medet Serhat mezarına saldırı
96 İzlenme, 0 Yorum

M. Nuri Güneş makama geçti
145 İzlenme, 0 Yorum

GS/FB maçını izlemek istiyoruz
87 İzlenme, 0 Yorum

Asayiş ve Güvenlik Açıklaması
123 İzlenme, 0 Yorum

Tuzluca iradesi gasp edilemez
131 İzlenme, 0 Yorum

Validen anlamlı veda konuşması
107 İzlenme, 0 Yorum

STK'lardan Van tepkisi
188 İzlenme, 0 Yorum

Gündüz Güneş Halka Seslendi
321 İzlenme, 0 Yorum

Güneş: Böyle zulüm görülmedi
286 İzlenme, 0 Yorum

Kürt düşmanlarına İYİ cevap
239 İzlenme, 0 Yorum

Mehmet Nuri Güneş'ten Çağrı
177 İzlenme, 0 Yorum

Yıl 2024: Özgür mahallesi!
150 İzlenme, 0 Yorum
İstatistikler
Toplam: 2761286
Aktif: 12
Bugün: 227
Dün: 2733

Çobanlarla Doktorların Eşit Olduğu Ülke - Av. Mahmut ALINAK

Çobanlarla Doktorların Eşit Olduğu Ülke

Yazar: Av. Mahmut ALINAK |  Tarih: 06 / 01 / 2022 |  Yazı Okunma: 330


Bulgaristan’ın Filibe şehrinden gelmiş Polivdin adında bir parti üyemiz vardı. Polivdin, Filibe’de yaşayan Burhan adındaki bir akrabasına beni ağırlamalarını rica eden bir mektup yazmıştı.

 Üç gün sonra sosyalist Bulgaristan’da idim. Filibe’de bir Bulgar, bir Türk, Burhan ve ben akşamüzeri kentin en iyi restoranına gittik.

 Restoranın kime ait olduğunu sordum. “Burası halkındır,” dediler. “ Devlet mülkü diye bir şey yok; devlet, mülkiyeti halk adına kullanır.”

 “İşsizlik var mı?” diye sordum; şaşırıp birbirlerine baktılar. İşsizliğin ne olduğunu bilmiyorlardı.

 Yemek bitti, sıra hesap ödemeye geldiğinde ben elimi cebime attım. Burhan itiraz etti. “Eşim de ben de çalışıyoruz. Kazancımızı harcaya harcaya bitiremiyoruz. Elimize geçen parayı nereye harcayacağız?” diyerek, hesabı bana ödetmedi.

 DOKTORLA ÇOBAN EŞİT ÜCRET ALIYOR                                                               

Ortalamabir işçiye ödenen aylık 100 leva, ağır emek gerektiren işçinin aylığı 130 leva; hâkim,  avukat, doktor, mühendis gibi meslek sahiplerinin aylığı ise 120 leva imiş. Bu aylıkla her aile gül gibi yaşarmış.                                              

 Burhan daha sonra beni bir çobanla tanıştırdı. Çobanın boynunda o dönemlerde yaygın olan transistörlü bir radyo asılıydı. Filibe Sokaklarında bir çoban görseniz giyimiyle, kuşamıyla ya da davranışlarıyla diğerlerinden hiçbir farkının olmadığını, yani çoban mı yoksa doktor mu olduğunu fark etmezsiniz. Hiç kimsenin birbirinden farkı yoktu. Bir çobanın ücreti bir doktorun ücretiyle eşitmiş.

 

Ben orada kendimi sanki bu dünyada değil, başka bir gezegende yaşıyormuşum gibi hissettim. Burhan sanki masal anlatıyor ben ağzım açık dinliyordum.

FİLİBE RENGÂRENK BİR TABLOYU ANDIRIYORDU                                                 

İkindi üzeri çocuk yuvasına doğru yola çıktık. Küçük çocukların bakımının yapıldığı tertemiz şipşirin bir yuvaydı burası. Nereye gidersem gideyim her yer pırıl pırıldı. Filibe’ye ilk girdiğimde sanki bir ressam eline fırçayı almış, yağlı boya ile her tarafı rengârenk boyamış duygusuna kapıldım. Bizim ülkemizdeki çocuk yuvalarının çoğu özel (paralı) olur, buradakiler komünist devletin kontrolünde, ama esas sahibi halktır ve ücretsizdir. Bir görevli sadece 14 çocuktan sorumluydu. Çalışanların çoğunluğu Türk’tü. Çocukların oyun oynadıkları salondan başka spor yaptıkları başka bir salon ve yüzme öğrendikleri havuzlar vardı.

 AĞALAR VERMEZ, ZORLA ALACAKSINIZ

 Ertesi gün Kuklen Köyü Tarım Kooperatifi başkanı Georgi ile görüşmeye gittik. Georgi çınar gibi boylu posluydu.  Birlikte yüksekçe bir tepeye çıktık, aşağı baktığımda tepenin eteklerinde yer alan yemyeşil bir ova gözlerimi kamaştırdı. Georgi daha önce bu ovanın sivrisineklerden geçilmeyen bir bataklık olduğunu, hep birlikte çalışarak bataklığı kurutup kurtarılmış bu topraklarda ekim ürettiklerini söyledi. Bu ovadan çıkarılan mahsul işlenerek Sovyetler Birliği’ne  ihraç ediliyormuş. Ayrıca Batı Avrupa’ ya yaptıkları ihracattan da çok para kazanıyorlarmış. Georgi övüne övüne anlatırken ortaklaşa emekle oluşturulan bu görkemi kıskanıp dayanamayıp, “Bizde yapacağız ama ağalar topraklarını vermiyor,” dedim. Georgi, “Vermezler elbette, zorla alacaksınız!” dedi.

İŞÇİ PATRON AYRIMI YOK 

 Akşam bir ziyafet masası hazırlandı. Hep birlikte yemeklerimizi yedik. Georgi, “Sizin orada patronlar hizmetinde olanlarla oturup yemek yiyor mu?” diye sordu. Sosyalizmin insanlığa getirdiği eşitliğe imreniyor, Georgi’nin kendi ülkesini anlatırken övünüp kabarmasını çekemiyordum.

 Üçüncü gün bir mahkemeye gittik. Hâkim, savcı ve avukatlar cübbe giymiyorlar. Duruşma sırasında bizim yanı başımızdaki bir dinleyici ayak ayaküstüne atmış, kollarını açarak ensesine dayamış duruşmayı izliyordu. Ha şimdi, “Doğru dürüst otur burası mahkeme!” diye azar işitmesini bekliyorum. Müdahale eden yok! Neden uyarılmadığını Burhan’a sorduğumda, “Burası halk mahkemesi,” dedi. “Hâkim ve savcı da bu halkın emrinde, dinleyici de halk, dilediği gibi oturur.” İyice şaşırıp Sosyalist ülkedeki yaşamı bir daha kıskandım. Bizim ülkemizde, “Türk milleti,” adına karar verirler, ancak mahkeme salonunda bacak bacak üstüne oturmak asla mümkün değildir.

 1970 yılında Sosyalist Bulgaristan işte böyleydi. Daha sonra Jivkov başbakan olunca, zorla Bulgarlaştırma politikasıyla Türklere ve diğer azınlık halklara asimilasyon uygulandı. Bunun üzerine Bulgaristanlı Türkleranayurtlarını terk edip akın akın Türkiye’ye göç ettiler. Bulgar milliyetçileri barışı bozdu. ( 12 Mart ve 12 Eylül’ün karanlık günlerinde siyasi davaların duayen avukatı Gültekin Köktürk Süvarlı’nınSancı Yayınlarından çıkan Geç Betik adlı anı kitabından. Sevgili Süvarlı 86 yaşında hayata veda etti.)

12:14




Paylaş: Facebook  Twitter  Stumbleupon  Delicious  Google
Yazarın diğer yazıları
Henüz yorum bulunmamaktadır. İlk yorumu siz yapabilirsiniz.

Ad, Soyad *
E-Mail *
Kalan karekter sayısı:
Yorum *
Güvenlik kodunu giriniz:
captcha
*
(* Doldurulması zorunlu alanlar)

Köşe Yazıları
Paylaş
Facebook  Twitter  Stumbleupon  Delicious  Google
Fotoğraf Galerisi
Iğdır Resmi Siteler
Gazeteler

Sitemizdeki yazı, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

İçerik Rss - Haberler Rss

Tasarım ve Programlama: Iğdır Doğuş Gazetesi