Bir Kitabın (Peri Gazozu) Çağrıştırdıkları - Hasan ÇATAK
Bir Kitabın (Peri Gazozu) Çağrıştırdıkları
Yazar: Hasan ÇATAK |
Tarih: 22 / 02 / 2021 |
Yazı Okunma: 156
Son zamanlarda kendimi bitkin,yılgın,umutsuz,karamsar olarak görmeye başladım. Nedeni nedir diye soracak olursanız cevap da veremem.Ama şöyle diyebilirim: Hem hiçbir şey hem de çok şey..
Bu, çok şeyin tümü her gün karşılaştığımız olaylarla ilgili.
Kollarından,paçalarından ;yalan,kin,nefret,hırsızlık, akan insanlar her gün gözünüzün içine bakarak size ahlak dersi vermeye çalışıyor.,Vatan hainliği kitaplara kapak olacak insanlar bizleri vatan haini olmakla suçluyor. Narsist kişilik bozukluğu tanısı konulacak bir adam ülkeyi tutsak almış.
Her şeyin merkezinde o var.
Kendisini hep haklı ve ayrıcalıklı gördüğü için empati kurmaktan yoksun.
Benim milletim,benim bakanım,benim valim,benim polisim diyen bu adam, son Gara operasyonunda olduğu gibi sorumluluk üstlenmekten kaçıyor.
Pandemi sürecinde her zaman olduğu gibi kitaplar tek sığınağım oldu.Sonra da filmler. Ama son birkaç aydır ne okuduğum kitaplardan ne de seyrettiğim filmlerden eskisi kadar zevk alamıyordum.Hatta okuduğum bir sayfayı yeniden okumak zorunda kalıyordum.Derken okumaya ara verdim.Ama yine,yeniden anladım ki tek sığınağımız kitaplar.Okuduğumuz her kitap bize yeni dünyaların kapısını açar,bizi yeni insanlarla karşılaştırır.Bu yüzden tekrar okumaya başladım.
Şebnem adlı bir arkadaşım vardı(!) Bahçeşehir Koleji'den.Okuduğu bir kitap hakkındaki görüşünü sorduğumda ,eğer beğenmişse, "Hasan Hocam ,beni duvardan duvara vurdu,sağlam yerim kalmadı," ; yok eğer beğenmemişse, "Aman Hasan Hocam,tırışkadan nağmeler,sakın okuyup zamanına yazık etme ," derdi.
Onun beğenisini önemserdim.
O kadar içten "Hasan Hocam" deyişi vardı ki! Hâlâ haberleşiriz(!). Peki beni hangi kitaplar duvardan duvara vurmuştur, diye sorarsanız ,o kada çok ki ama ilk aklıma gelenler dünya edebiyatından Suç ve Ceza(Dostoyevski) ,Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Erich Maria Remarque); Türk edebiyatından ise Sıcak Külleri Kaldı(Oya Baydar) ile Yeşil Peri Gecesi (Ayfer Tunç),"derim.
Ercan Kesal;iyi bir doktor,iyi bir senarist ve yönetmen,iyi bir oyuncu ve çok iyi bir devrimcidir.12 Eylül zulmünden onurunu koruyarak çıkan bir insandır.Nasipse Adayız,Zaman içinde, Bozkırda Bir Gece Yarısı ,Cin Aynası gibi eserleri bir solukta okunacak kitaplardır. Nuri Bilge Ceylan'ın Uzak filminde küçük bir rol alarak sinemaya adım atan Ercan Kesal ;Yozgat Blues,Hükümet Kadın,Sen Aydınlatırsın Geceyi,Üç Maymun,Bir Zamanlar Anadolu'da, Çukur gibi dizi ve filimlerde rol almış;Bir Zamanlar Anadoluda,Üç Maymun ,Hayaller gibi filmlerin de senaryosunu yazmıştır.
Yaşanmışlıkların anlatıldığı Peri Gazozu Şebnem arkadaşımın dediği gibi insanı duvardan duvara vuran bir kitap mı?
Hem evet,hem hayır ,ama çok etkilendim,bitirinceye kadar elimden bırakmadım .
Aslında bizim kuşağın anlatıldığı romanları ,hikâyeleri severek okurum.Anlatılan olaylara kendimi yakın hissederim..Bazen kahramanlardan biri olarak görürüm kendimi.
Ama eserin sonunda genellikle ya ölen,ya yitik, ya da Hiçbir Yere Dönüş'ü olmayan kimsesiz bir kahraman..Oya Baydar'ın diyebilirim ki bütün eserlerinde bizim kuşağın yenilmişliği,"keşkeleri" ,kırık aşkların hikâyesi anlatılır.Elveda Alyoşa adlı öykü kitabında ise devrimcilerin yenilişine noktayı koymuştur.
Aynı durum Peri Gazozu'nda da var.Ercan Kesal ,78 kuşağındandır.68 Kuşağı romantik kuşak; 78 Kuşağı ise acılı kuşaktır.Bu kuşağın (4 bin genç) mezar taşları bile yoktur.Deniz'lerin mezarlarına çiçekler bırakılıyor.Ama 78 Kuşağı'ndan ölen birinin mezarına bir çiçek bırakmak isteseniz ,böyle bir mezarı bulamazsınız.Onun için onlar acılı kuşaktır bence.
Peri Gazozu adlı kitaptaki hikâyelerin bir kısmını eskiden Radikal Gazetesi'nde okuduğumu hatırlıyorum.Hepsi yaşanmış hüzünlü hikâyeler. Düşünsenize otopsi için pantolonu kesilecekken doktorun yanına sokulan bir adamın ,"Doktor Bey,kesmeseniz,adamın kendi kadar oğlu var ,o giyer,"cümlesi kalbinize bir bıçak gibi saplanıyor.Kuzenlerinin ırzına geçtiği 14 yaşındaki Hatice'nin töre geleneklerine uyularak öldürülmesini okuyunca insanın gözleri doluyor.
Hatice'nin bedeni morgta üşüyor,sahip çıkan yok.
Hitit kralının binlerce yıl önce taşlara yazılan sözleri bu coğrafyada hâlâ bize bir şeyler anlatmıyor mu?
"Öldüğümde beni,usulca yıkayın,göğsünüze yaslayın ve toprağa bırakın.Bu kadar."
Ölümü yaklaşan adamın oğluna,"Oğlum ,bu ceket çok güzel de bana biraz ağır geliyor,taşıyamıyorum,"sözlerini okuyunca yaşamınız gözünüzün önünden geçiyor,ölümü düşünmeye başlıyorsunuz. Irzına geçilen çocukların kollarındaki mühür..
Oğullarının,kızlarının tabutlarını arayan ,idam edildikten sonra bile ölüsüne (Veysel Günel) kavuşamayan anne babalar...
Bu bölümü okurken kendinizi çeyrek asırdır Galatasaray Meydanı'nda öldürüldükten sonra kaybedilen çocuklarının kemiklerini arayan anne ve babaların acısına ortak oluyorsunuz.
Namusu cinayetine kurban giden Naile'nin cüzdanından çıkan ve katili olan abisinin kanlı fotoğrafları..
Kuzularını kokularından bulan analar.
Ve utancımız :
Bekâret kontrolü sonucunda çeyiz sandığına konulan temiz kâğıdı(!).
Eserde en çok dikattimi çeken yorgan oldu.Sıkça içinde yorgan geçen hikâyeler anlatılmış.O bölümleri okurken çocukluğuma gittim. Tezekle ısıttığımız geniş bir "ev damı"mız vardı .Kışın çok soğuk olurdu.Yer yataklarında yan yana yatardık. Bazen 4 çocuğun üzerine tek yorgan örtülürdü.Isınmak için cenin şekline girerek küçülürdük.
Ama ne yapsak ısınamazdık.Hikâyelerden birinde ,hapishanede,
ölüm orucunda yangından korunmak için askerler tutsaklara ıslak yorgan atarlar.( Ecevit'in Hayata Dönüş Operasyunu'nu hatırlayınız)Mahkûmlar suyla ısılatıldığına inanarak yorgana sarılırlar.Oysa benzinle ıslatmıştır yorgan,daha korkunç yanarlar.
Bu bölümü okurken üşüdüğüm,yorgan bulamadığım çocukluk yıllarımdan utandım.
Tezer Özlü ülkemizin durumunu ne güzel özetlemişti:
"Burası bizim değil,bizi öldürmek isteyenlerin ülkesidir."
Peri Gazozu adlı kitapta bunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Qazi Muhammed’in Şehadetinin Üzerinden 74 Yıl Geçti | ![]() |
Murat AKKUŞ |
İran’ın Nükleer Programının Çöküşünün Faili-Yapay Zeka | ![]() |
Av. Haydar MIZRAK |
Kışla, Cami Ve Siyaset | ![]() |
Yusuf YILDIRIM Em.İl.Trm.Mdr. |
Dengbêjekî Ermenî û Kurdewar | ![]() |
Occo Mahabad |
77 Yaşındaki Ahmet Sılık, Menemen Cezaevi’nde Ölüme Terk Ed... | ![]() |
Av.Mahmut ALINAK |
Suç'un Kökeni | ![]() |
Dr. Ruhsar Uçar |
Ruh Ne İster? | ![]() |
Hayati KAYA Birysl.Dönşm.Eğtmni. |
Çîroka ’Newroza Me’ | ![]() |
Av. Ayhan Erkmen |
Susmanın Dayanılmaz Hafifliği | ![]() |
Prof. Dr. Ahmet ÖZER |
Türkiye Nereye Gidiyor? | ![]() |
Ayhan ONGUN |
Kadınlardan Korkuyorlar | ![]() |
Hasan ÇATAK |
Helebçe | ![]() |
Mehmet AVCI |
Taşeron İşçiler | ![]() |
Zozan ÖZGÖKÇE |
Hayatı Kolaylaştırmak Ne Zor Oldu… | ![]() |
Sevda KAPLAN |
'Son Ezidi' Romanı Üzerine... | ![]() |
Mehmet KUM |
Iğdır Belediyesi
Iğdır İl Emniyet Müdürlüğü
Iğdır İl Tarım Müdürlüğü
Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü
Iğdır İl Milli Eğitim Müdürlüğü
Iğdır İl Kültür ve Turizm
Iğdır İl Sağlık Müdürlüğü
Iğdır İl Özel İdare
Iğdır Gençlik ve Spor
Iğdır Havalimanı
Iğdır SGK
Iğdır Ticaret ve Sanayi Odası
Melekli Belediyesi
Aralık Belediyesi
Karakoyunlu Belediyesi
Tuzluca Belediyesi
Halfeli Belediyesi
Yurt Gazetesi
Cumhuriyet Gazetesi
Karar Gazetesi
Fotomaç Gazetesi
DHA
Artı Gerçek
Milli Gazetesi
The New York Times
Azerbaycan Haber Ajansı
Agos Gazetesi
OdaTv
Gazete Duvar
Tele1
Ermeni Haber Ajansı
KrdNews
Amerika'nın Sesi
Birgün Gazetesi
Haber Önü
Sözcü Gazetesi
• Rûdaw
• Bernamegeh
• Kürdistan24
• basnews
• Şalom Gazetesi
• Mezopotamya Ajansı
• Bitlisname
• JİNNEWS
Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Tasarım ve Programlama: Iğdır Doğuş Gazetesi